Elalem Ne Der?
- Tuğba Emer
- 13 Haz
- 2 dakikada okunur

Hayatımız boyunca zihnimizde yankılanan bir cümle var: “Elalem ne der?”Bu cümle öyle güçlü ki bazen hayallerimizi erteletiyor, bazen mutluluğumuzun önüne duvar örüyor. Belki bir işe başlayacakken, belki bir kıyafeti giyecekken, belki de sadece gülmek isterken içimizde bir ses bizi durduruyor Ya insanlar ne düşünürse?
Peki soralım kendimize Elalem kim? Ve neden onun düşüncesi bizim hayatımızı bu kadar şekillendiriyor?
Toplum Baskısı: Görünmeyen Zincirler
Hepimiz bir toplumun parçasıyız. Ailemiz, arkadaşlarımız, komşularımız, sosyal medya… Herkesin bir fikri var. Normal olan bu, ama problem şurada başlıyor: Bu fikirler, bizim kendi hayatımızı yaşamamıza engel oluyor.
Örneğin; evlenmek istemeyen bir kadına “Kızım yaşın geçiyor, elalem ne der?” deniyor. Ya da işinden istifa edip hayalinin peşinden gitmek isteyen bir gence “İyi kötü bir işin vardı, millet ne düşünecek şimdi?” deniyor.
İşte o görünmeyen zincir elalem. Hayatımızı şekillendiren ama aslında bizimle hiç ilgisi olmayan düşünceler yığını.
Kendin Olmanın Gücü
Kendin olmak, cesaret ister. Hele ki her köşede gözlerin seni izlediğini düşündüğün bir dünyada yaşıyorsan… Ama gerçek şu ki: Kimse senin hayatını senin kadar düşünemez. Kimse senin yerine üzülmez, kimse senin yerine mutlu olmaz.
Kendin olmaktan korkma. Gülmek istiyorsan gül, ağlamak istiyorsan ağla. Yeni bir şey denemek istiyorsan, elini korkak alıştırma. Unutma, senin hayatının direksiyonu senin elinde.
“Elalem”in Hafızası Zayıftır
Bir gerçeği kabul edelim: İnsanlar konuşur. Ama aynı insanlar, bir hafta sonra başka bir şeyi konuşur. Bugün senin kararlarını eleştiren kişi, yarın başka birinin dedikodusunu yapar.
Yani insanlar senin hayatına bir parmak dokunup geçer. Sen ise o dokunuşun izini yıllarca taşırsın. Buna değer mi?
Bir kıyafet tercihinden, bir yaşam tarzına kadar, ne yaparsan yap, herkesin memnun olacağı bir versiyonun yok. Ama kendinle barışık, mutlu ve huzurlu bir versiyonun olabilir. İşte onu yaratmak senin elinde.
Küçük Bir Hatırlatma: Bu Senin Hayatın
Hayat kısa. Gerçekten çok kısa. Her gün birilerine kendimizi ispat etmeye çalışarak geçirdiğimiz her an, aslında kendi potansiyelimizden bir parça çalıyor.
Hayal ettiğin o tatili mi yapmak istiyorsun? Git. O blogu açmak istiyorsun ama “Yeterince iyi miyim?” diye mi korkuyorsun? Başla. Evlenmeden mutlu musun? Öyle devam et. Elalem diye bir şey yok aslında. Hepsi zihnimizde kurduğumuz korkuların sesi.
Kendin İçin Yaşa
Bu yazıyı okuyorsan, belki sen de bir kararın eşiğindesin. Belki içten içe bir şey seni durduruyor. Belki de çevrenden çok fazla “elalem ne der?” baskısı görüyorsun.
Ama şunu bilmelisin: En çok neyi yapmak istiyorsan, en çok oraya gitmelisin. Çünkü gerçek başarı, gerçek huzur ve gerçek mutluluk, başkalarının onayından değil, kendi iç huzurundan geçer.
Elalem her zaman konuşur. Ama sen her zaman duymak zorunda değilsin. Bazen kulaklarını kapatıp sadece yüreğini dinlemelisin.
Kendin Olmak Devrimdir
Bu yazıyı bir hatırlatma olarak gör. Kendine, hayatına, kararlarına saygı duy. Kendin olmak en büyük cesarettir. “Elalem ne der?” sorusunu artık hayatından çıkar. Çünkü elalem senin hayatını yaşamıyor. Sen yaşıyorsun.
Ve unutma: Kendin olduğunda parlamaya başlarsın. Parlayan bir insan da kimseye hesap vermez.
Comments