Güvenmek
- Tuğba Emer
- 5 gün önce
- 2 dakikada okunur

Güvenmek…Ne kadar basit bir kelime gibi görünüyor, değil mi? Ama içinde ne çok yara, ne çok beklenti, ne çok hayal barındırıyor... Birine güvenmek aslında kendini teslim etmek gibi. Kalbini avuçlarına bırakmak ve "Kırmazsın, değil mi?" demek…
Ama hayat öylece kırıyor bazen. Güvendiğin dağlara karlar yağıyor. Hiç beklemediğin anda, en yakının sana en uzak oluyor. Ve sen bir köşeye çekilip sessizce düşünüyorsun: "Bir daha gerçekten güvenebilir miyim?"
Güvenin Kırıldığı Yer, Ruhun Sessizliğidir
Güven kırıldığında çıkan ses çok duyulmaz. Ama içte öyle bir yankılanır ki, zamanla tüm duygularına sirayet eder. Yüzün gülse de içindeki o titreme geçmez. Çünkü güven, sadece karşındakine değil, aynı zamanda hayata, kendine ve geleceğe dair umutlara da bağlıdır.
Bir kez kırıldığında, sadece o kişiye olan inanç değil, kendine olan bakış da sarsılır. "Ben nasıl göremedim?", "Neden inandım?" gibi sorular zihnini kemirir. Ama aslında sorun güvenmekte değil, suistimal edilmekte.
Güvenmek Zayıflık Değil, Cesarettir
Bizi kandıran, aldatan, yaralayan insanlar yüzünden güven duygumuzu bastırıyoruz. Artık kimseye yaklaşmamayı, kimseye içimizi açmamayı "güçlü olmak" sanıyoruz. Oysa gerçek güç; yeniden güvenmeyi başarabilmekte saklı.
Kırıldığın yerden yeniden başlamak, "Her insan aynı değil" diyebilmek, iyileşmeye niyet etmektir. Herkesi cezalandırmak yerine, iyiliğe bir şans daha vermektir.
Güvenmek cesaret ister. Çünkü bir daha kırılmayı göze almak kolay değildir. Ama bazı insanlar vardır; seninle göz göze geldiğinde kalbinle konuşur. Onlara güvenmek, seni değil, seni sen yapan tüm parçalarını iyileştirir.
Birine Güvenmekten Önce, Kendine Güven
İşte asıl mesele bu: Kendine güvenmek.Birine güvenmeden önce, kendi duygularına, sezgilerine, yüreğine güvenmek. Yanılsan bile, kendini suçlamadan, "Ben elimden geleni yaptım" diyebilecek kadar kendine dürüst olmak.
Kendine güvenmek, ne istediğini bilmek demektir. "Ben buna değerim" diyebilmek demektir. Çünkü kendine güvenen biri, bir başkasının varlığına ya da sevgisine tutunmaz. O kişiyle yol yürür, ama yolunu tamamen teslim etmez.
Bazen Güven, Küçük Bir Hareketle Büyür
Biri sabah sana "Nasılsın?" diye gerçekten sorduğunda, içten bir tebessümle gülümsediğinde, sözünde durduğunda… işte o zaman yeniden güvenmeye başlarsın.
Güven, büyük laflarla değil; küçük hareketlerle, sadakatle, zamanla kurulur. Kırılmazlık değil, şeffaflık ister. Ve en çok da "Ben senin yanındayım" demeyi değil, hissettirmeyi sever.
Ben de Güvendim, Kırıldım… Ama Vazgeçmedim
Belki bu satırları yazan kişi olarak ben de senin gibiyim. Güvendim, yaralandım, sustum… İçimden binlerce kez “bir daha asla” dedim. Ama sonra anladım ki; güvenmek, vazgeçmek değil. Aksine, hâlâ umut etmek demek.
Yaraların sana kim olduğunu hatırlatır, ama seni tanımlamaz. Hayat ne kadar sert olsa da, iyi insanlar hâlâ var. Güvenmeye değer insanlar hâlâ var. Ve sen, yeniden başlamak için hâlâ buradasın.
Son Söz: Güvenmek, Ruhun Nefes Alışıdır
Güven, sadece bir duygu değil; ruhun nefes alışıdır. İnsan güvenince yaşar, sever, bağlanır. Güvenmeyince kabuğuna çekilir, susar, eksilir. O yüzden, kırılmış olsan bile… Kalbini tamamen kapatma. Aralık bırak. Belki bir gün biri, o aralıktan içeriye sadece iyilikle girer.
Ve unutma, her kırık yer, bir gün ışığı daha güzel sızdırır.
Comments