top of page

Kalbimi Duyan Var mı?




Bazen öyle anlar olur ki, insan kalabalıklar içinde bile yapayalnız hisseder kendini. Gülümserken bile içi sızlar, konuşurken bile sesi boğulur. Bir köşeye çekilip sadece şunu sormak ister: "Kalbimi duyan var mı?"

Bu soru öylesine güçlü, öylesine derin ki... Sadece bir sesleniş değil, bir haykırıştır aslında. İçimizin derinliklerinden gelen, duyulmak isteyen bir çocuğun fısıltısı gibi...

Anlaşılmak Bir Lüks Mü Oldu?

Günümüz dünyasında herkes konuşuyor ama kimse dinlemiyor gibi. Herkes anlatıyor ama kimse gerçekten anlamıyor sanki. Sosyal medyada beğeniler, yorumlar, takipçiler arasında boğulurken, gerçek bir "Nasılsın?" sorusunun sıcaklığını unuttuk.

Birçok insan “iyiyim” derken aslında içten içe çırpınıyor. Çünkü artık insanlar güçlü görünmek zorunda. Çünkü zayıflık göstermek, anlaşılmak istemek, sanki bir eksiklikmiş gibi görülüyor.

Ama gerçek şu ki; her insanın anlaşılmaya, sevilmeye ve duyulmaya ihtiyacı var. Kalbimizin sesi duyulsun istiyoruz. Sadece bir kişinin bile bizi gerçekten “görmesi” yeter bazen.

Yalnızlık Kötü Değil, Ama Uzun Sürünce Yoruyor

Yalnız kalmak bazen iyidir. Kendini dinlemene, ruhunu onarmanı sağlar. Ama bu yalnızlık zamanla bir çığlığa dönüşürse, içindeki sessizlik kulaklarını sağır edebilir. İşte o zaman “Kalbimi duyan var mı?” diye fısıldarsın karanlığa...

Bir dost, bir omuz, bir sıcak çay eşliğinde edilen içten bir sohbet... Bunlar lüks değil, ihtiyaç. Belki yıllardır yük taşıyorsun ama kimse farkında değil. Belki geceleri ağlıyorsun ama sabah gülen maskeni takıp devam ediyorsun. Ve işte bu yüzden, bu yazı senin için.

Sen Yalnız Değilsin

Bunu gerçekten duymaya ihtiyacın olabilir: Sen yalnız değilsin.Bu dünyada, senin gibi hisseden, içindeki boşluğu dolduramayan, bir el arayan milyonlarca insan var. Ve bu yazıyı okurken belki içten içe “evet, ben de böyleyim” diyorsun.

İşte o zaman yalnız değilsin. Çünkü birileri seni anlıyor. Birileri kalbini duymak istiyor. Bu satırlar sadece yazı değil, bir el uzatışı aslında. Sana, “buradayım” diyen bir ses...

Kalbini Susturma, Konuşmasına İzin Ver

İçinde bastırdığın ne varsa, gün yüzüne çıkmasına izin ver. Ağlamak istiyorsan ağla, yazmak istiyorsan yaz. Kendini ifade etmekten korkma. Çünkü bastırdığın her duygu bir yerlerde seni yaralamaya devam eder.

Kalbinin sesini dinle. Ne diyor sana? Ne istiyor? Kim olmak istiyor? Hangi hayallerini özlüyor? Belki de uzun zamandır sadece duymak istiyor: “Seni anlıyorum.”

İyileşmek, Duyulmakla Başlar

Duyulmak, sadece sesin işitilmesi değildir. Kalbinin derinliklerinin fark edilmesi, hislerinin kabul edilmesidir. Bir “Seni anlıyorum” cümlesi, bazen yılların yükünü hafifletir.

O yüzden, iyileşmenin ilk adımı; kalbini duyan, ruhunu anlayan birini bulmaktır. Bu bir arkadaş olabilir, bir kitap, bir dua ya da bir blog yazısı... Yeter ki içindeki o ses duyulsun.

Son Söz: Kalbini Sessizce Dinleyenler de Var

Hayat bazen zor, bazen karmaşık, bazen de sessizdir. Ama unutma, senin gibi hisseden insanlar var. Ve birileri, sen hiç söylemesen bile, kalbini duyuyor.

Belki bu yazı da onlardan biri olur. Belki bu satırlarda kendinden bir parça bulursun.


Ve belki, sonunda şunu söylersin:“Evet... Kalbimi duyan varmış.”

 
 
 

Comentários

Avaliado com 0 de 5 estrelas.
Ainda sem avaliações

Adicione uma avaliação

 

© 2025 WOMAN BLOGGER

 

bottom of page