Mucize Kapı
- Tuğba Emer
- 14 Ağu
- 3 dakikada okunur

Biliyor musun bazen hayat bir duvar gibi görünür. Sert, soğuk, kımıldamayan bir duvar. Ne kadar çabalasan da kıpırdamaz, ne kadar dua etsen de cevap vermez gibi olur. O anlarda insan kendi iç sesini bile duyamaz hale gelir. Ama ben o duvarın içinde gizli bir kapı olduğuna inanırım. Herkesin göremediği, bazılarının sadece kalbiyle bulduğu, adına da ben “mucize kapı” diyorum
Bu kapıyı açan anahtar öyle büyük şeyler değil. Çoğu zaman minicik bir umut kırıntısı Belki bir çocuk gülümsemesi, belki hiç beklenmedik anda gelen bir mesaj, belki de sabah uyanırken içindeki hafif bir kıpırtı. Anlam veremediğin ama “bugün farklı olacak” dedirten o his
Ben o mucize kapısını çok kez aradım. Bazen umutsuzlukla, bazen inatla, bazen de gözyaşlarıyla Ama fark ettim ki o kapı, biz hazır olduğumuzda açılıyor. Üstelik en sessiz anımızda, en kırık halimizde Tıpkı yağmurdan sonra çıkan güneş gibi. Önce ıslanıyorsun, sonra gökyüzü seni sarıyor.
Bir keresinde, her şeyin yolunda gitmediği bir dönemdeydim. Zihnim karışık, kalbim yorgundu. “Ne zaman bitecek bu sıkışmışlık?” diye kendime sorup duruyordum. Cevap yoktu. Günler birbirine benziyordu. Ama bir sabah, sıradan bir kahvaltı masasında, radyodan bir şarkı çaldı. O kadar tanıdıktı ki Çocukluğuma götürdü beni. Gözlerim doldu. O an anladım, mucizeler bazen sadece hatırlamakta gizliydi.
Çünkü bazen bir şey değişmiyor, sen değişiyorsun. Ve sen değişince, o görünmeyen kapı aralanıyor. İçeriye biraz ışık süzülüyor. O ışıkla birlikte, yeniden bakmaya başlıyorsun hayata. Aynı pencereden, ama bu kez daha başka bir gözle. Mucize dediğin şey, sihirli değnek değil belki ama senin içinde bir yerleri oynatan o dokunuş
Biliyor musun, insanlar genellikle mucize deyince çok büyük şeyler bekliyor. Birden zengin olmak, tüm hastalıkların şifa bulması, hayatın bir anda yoluna girmesi Ama gerçek mucizeler sessizdir. Kimseye çaktırmadan gelir. Kalbine konar. İçini hafifletir. Çünkü mucize, dışarda değil; içerde olur.
Ben çok uzun süre dışarıda aradım. Hep biri gelsin, kurtarsın istedim. Bir el uzansın, desin ki “tamam geçti”. Ama sonra fark ettim, o eli önce ben kendime uzatmalıyım. Ve o eli uzattığımda, işte o an açılıyor o gizli kapı İçinden sıcak bir rüzgâr geliyor. Yeniden doğmuş gibi hissediyorsun. Nefes alıyorsun. Ve diyorsun ki “Demek buradaymışsın, hep buradaymışsın”
Hayat bazen öyle bir noktaya getirir ki seni, ne ileri gidebilirsin ne geri dönebilirsin. Tam bir arada kalmışlık Ama işte en çok o anlarda mucize kapısı belirir. Çünkü o sıkışmışlık, aslında bir doğum sancısıdır. Yeni bir hayatın, yeni bir benliğin eşiğindesindir. Ve çoğu zaman biz en karanlıkta aydınlığa gebe oluruz.
O yüzden mucize bekleyen herkese diyorum ki Vazgeçme. Sakın vazgeçme. Çünkü senin de bir kapın var. Belki henüz fark etmedin. Belki çok yorgunsun. Ama bil ki o kapı senin iç sesine kulak verdiğinde açılacak. Bir sabah, bir kelimeyle, bir tesadüfle Ya da sadece kendi nefesini duyduğunda.
Bir gün biri bana şöyle demişti "İnsan bir kere yanarsa, içindeki kül bile mucize olabilir."
O cümleyi yıllardır unutmam. Çünkü çok doğru. Hepimiz zaman zaman yanarız. Ama o yanış, bizi pişirir, olgunlaştırır. Kül gibi görünsek de, içimizde hala kıvılcımlar kalır. Ve işte o kıvılcım, doğru anda yeniden alev olur.
Mucize kapısı işte o kıvılcımla açılır. Ve o kapının ardında seni bekleyen şey, dış dünyanın sundukları değil Senin özüne kavuşman. İçindeki sesi duyman. Kendini ilk defa doğru yerden görmek. Ve sonra kocaman bir “şükür” demek.
Mucize, bazen yalnızken gelen bir cesarettir.Bazen sevilmediğini sandığın bir anda gelen sarılmadır.Bazen de tam pes edecekken gelen içsel bir güç
Ben mucizeleri saymıyorum artık. Çünkü sayılamayacak kadar çoklar. Her gün bir mucize saklı. Her nefeste bir armağan var. Belki şimdi gözlerine görünmüyor ama sen de bir mucizenin içindesin. Sadece fark etmen gerekiyor.
Bu yazıyı okurken belki içinden “benim de kapım var mı gerçekten?” diye geçirdin Cevabım net Evet, var! Senin de bir mucize kapın var. Belki şu an kilitli, belki tozlu ama orada duruyor. Ve bir gün açılacak. Belki bugündür o gün. Belki bu yazıdır senin anahtarın
Eğer bu satırları okurken içinde bir kıpırtı olduysa Eğer kalbin “evet ben de hissediyorum” dediyse Bil ki o kapıya bir adım daha yaklaştın.
Hayat bazen durur, sessizleşir. Ama unutma, sessizlik bazen en çok şeyin hazırlandığı andır. Fırtına öncesi sessizlik gibi değil bu Güneş doğmadan önceki sükûnet gibi…Sadece bekle, kendine inan. Ve o kapının önünden ayrılma.
Çünkü o kapı, senin içindeki en derin yerden açılacak.Ve o kapının ardında seni sen yapan, seni iyileştiren, seni gülümseten şeyler var.
Ben mucize kapımı her seferinde geç buldum, ama hep buldum.Sen de bulacaksın. Hem de tam vaktinde. Çünkü mucizeler gecikmez, tam zamanında gelir.



Hayatta insan bazen olmaz dedim oldu Derya aslında gerçekten bu bir mucizedir ben bütün olumlu veya olumsuz tüm mucizelere açığım artık şaşırmıyorum hadi bu mucize olsun