Ne İstiyorum ?
- Tuğba Emer
- 18 Haz
- 3 dakikada okunur

Hayat, çoğu zaman bizden beklentilerle örülü bir yolda yürümemizi ister. “Okul oku, iş bul, evlen, çocuk yap” der durmadan. Ama bir gün durup kendimize gerçekten şu soruyu sorduğumuzda hayatın asıl anlamına yaklaşırız
Ne istiyorum ?
Bu soru kulağa basit gelir. Ama cevabı, belki de en derin yolculuktur insanın kendi içine yaptığı. Çünkü istemek, sadece akıldan geçen bir fikir değil; kalpten gelen bir çağrıdır. Gerçek istekler, ruhumuzun fısıltısıdır. O sesi duyabilmek içinse önce sessizleşmek gerekir.
Kalbinin Sesini Duyabiliyor musun?
Bazen sabah uyanırsın ve hiçbir neden yokken içinden bir sıkıntı geçer. Yüzeyde her şey yolundadır: İşin vardır, sağlıklısındır, belki çevrende insanlar vardır… Ama içinin bir köşesi eksiktir. İşte o eksiklik, ruhunun sana seslendiği yerdir. “Beni duymuyorsun” der.
Oysa biz genelde dış seslere daha çok kulak veririz. Toplum ne der, aile ne bekler, arkadaşlar ne düşünür… Kendi iç sesimiz, kalabalığın arasında kaybolur. Ama bir noktada, hayatın o görünmeyen duvarına çarptığımızda durmak zorunda kalırız. İşte tam orada sormalıyız kendimize: Gerçekten ne istiyorum?
Ruhun İstediği ile Egonun İstediği Aynı Şey Değildir
İstemek bazen karıştırılır. Ego “daha çok para, daha çok beğeni, daha çok ün” ister. Ama ruh, daha çok huzur, daha çok anlam, daha çok sevgi ister. Birini doyurmak kolaydır ama diğeri gerçek tatmini getirir.
Ruhun istediğini anlamak için kalbinle bağlantıya geçmen gerekir. Ve bu bağlantı, konfor alanında kurulmaz. Sessizleşmen, kendinle baş başa kalman, hatta zaman zaman kırılman gerekebilir. Çünkü gerçek istek, kırık yerlerden sızar.
Ne İstediğini Bilmek Cesaret İster
Belki çocukken resim yapmayı çok severdin ama kimse seni desteklemedi. Belki yazı yazmak ruhunu besliyordu ama “bundan para kazanılmaz” dediler. Belki bir hayalin vardı ama “boş hayal kurma” diyerek susturdular seni.
Şimdi yeniden o çocuğa dön ve sor: “Ne istiyorsun?”Onun gözleri parlar belki, “Ben hikaye anlatmak istiyorum” der. Ya da “Ben insanlara yardım etmek istiyorum.” Belki “Ben sadece doğada yaşamak istiyorum” der. Ne söylerse söylesin, o ses değerlidir. Onu bastırma. Çünkü bastırılan her istek, zamanla hayal kırıklığına dönüşür.
Ruhunun Dilini Konuş
Senin ruhunun dili vardır. Kimisi müzikle konuşur, kimisi toprakla uğraşırken, kimisi satır satır yazarken bulur o dili. O dil seni kendine götürür. Ve her “gerçek istek” seni içindeki özü hatırlamaya çağırır.
Ne istediğini bilmek, kendinle tanışmak gibidir. Kendinle tanışmak ise bir ömürlük armağandır.
“Gerçekten Ne İstiyorum?” Diye Sorduğunda
Bu soruyu sorduğunda, acele etme. Belki cevabı hemen gelmez. Ama şunları fark edersin
Başkalarının hayatını yaşadığınıı
Kendi isteklerini ertelediğini
“Bir gün” dediğin o günün hiçbir zaman gelmediğini
Ve sonra bir kıvılcım yanar. “Peki ya şimdi başlasam?” dersin.
Başlamak Küçük Bir Adımla Olur
Ne istediğini fark ettiğinde, hemen büyük değişimler yapmak zorunda değilsin. Küçük bir adım da yeterlidir. Yazmak istiyorsan bir paragrafla başla. Resim yapmak istiyorsan bir karalama kâğıdı al. Yardım etmek istiyorsan bir tebessümle başla.
O küçük adım, içindeki sesi duyduğunun kanıtıdır. O adım, seni hayata bağlar.
İstemenin Gücü
Bir şeyi gerçekten istemek onun için dua etmek, hayal kurmak, emek vermek ve bazen fedakârlık etmektir. Ama o istek kalptense, yolda ne olursa olsun seni yarı yolda bırakmaz.
İstemek; evrene, hayata, Yaradan’a bir niyet göndermektir. “Ben buna gönül verdim” demektir. Ve gönül verdiklerin, seni dönüştürür.
İçten Gelen Bir Dua Gibi
“Ne istiyorum?” diye sorduğumda artık cevabı biliyorum. Ruhumun huzurlu olduğu, kalbimin titrediği yerdeyim. O yerde para olmayabilir, şöhret olmayabilir ama ben varım. Gerçek benliğimle, samimi halimle oradayım.
Bazen sadece bir çocuğun başını okşamak, bazen bir satır yazmak, bazen bir gönüle dokunmak…
Belki de en çok “olmak” istiyorum. Maskesiz, beklentisiz, koşulsuz…Kendim olmak istiyorum. Ve bu bile yeter.
Ve Şimdi Sıra Sende…
Sen de kendine bu soruyu sor“Gerçekten ne istiyorum?”
Bu yazıyı okurken için cız ettiyse, bir yerlerinde bir kıpırtı olduysa, bil ki o senin ruhundur. O sesi duymazdan gelme. Onunla konuş. Onu yaz, çiz, oku, dua et, paylaş Ama bir şekilde onu yaşat.
Çünkü sen varsın. Çünkü sen değerlisin. Çünkü içindeki o ışık dünyayı aydınlatabilir. Ama önce sen o ışığı fark etmelisin.
özetle kendinizi önemseyin bir siz daha yok o ne der bu ne der değil siz ne istiyor ve ne düşünüyorsunuz önemli olan bu benliğinize iyi bakın kendinize iyi davranın asıl kendinize bencil olmayın..
Sevgiyle..
Comentarios