top of page

Sevmek Üzerine..

ree

Biliyor musun, ben sevgiyi hep sessiz bir çiçek gibi gördüm. Ne bağırır ne çağırır ama varlığıyla bulunduğu yeri güzelleştirir. Sevmek dediğin şey gösterişli laflardan çok, sessiz bir varoluş biçimidir aslında. Gözünün içine bakarken kalbinden geçenleri saklamamaktır. Belki de sevmek, “Ben buradayım, yanındayım” demenin kelimesiz halidir.

Zamanla fark ettim ki insanlar sevmeyi sadece romantik bir bağa indirgemiş. Oysa sevmek, sadece bir kişiye hissettiğin şey değil. Bazen bir dostun omzuna başını yaslamak, bazen bir çocuğun gözlerindeki parıltıyı fark etmek, bazen yaşlı birinin elini sıkıca tutmak Sevmek yaşamın içinden ince ince süzülen, fark edilince kalbi yumuşatan bir his.

Eskiden sanırdım ki sevmek, sürekli “seni seviyorum” demekmiş. Ama büyüdükçe anladım Sevmek bazen bir tabak yemeği önüne koymakmış, bazen karşındakine “Bugün çok yorgun görünüyorsun, biraz dinlen istersen” demekmiş. Bazen susarak yanında kalmakmış, bazen de gidecekse tutmadan uğurlamakmış. Çünkü sevmek, sahiplenmek değilmiş özgürlükle sarmalamakmış.

Bir insanı sevmek, onun en savunmasız halini gördüğünde bile hâlâ yanında olabilmektir. Kaşları çatıldığında da, ağladığında da, içine kapandığında da, sevilmeyi hak ettiğini hatırlatabilmektir. “Ben seni sadece güldüğünde değil, düştüğünde de seviyorum” diyebilmek

Ben bunu geç öğrendim. Kalbim kırıldığında, yok yere suçlandığımda, bana arkasını dönenleri affetmeye çalışırken anladım. Sevmek affetmekmiş demiyorum ama sevmek, bazen bir yanının kırık kalmasına rağmen kin tutmamayı seçmekmiş. Bu yüzden, biri seni sevdiğini söylüyorsa, onun sana nasıl davrandığına bak. Çünkü sevgi dil değil, davranıştır.

Ben en çok kendimi severken zorlandım. Hep bir eksik, hep bir yetersizlik hissi vardı içimde. Aynaya bakarken kendimi kabullenmem zaman aldı. Ama ne zaman ki “Bu da sensin Tuğba” diyebildim, işte o zaman gerçek sevgiyi anlamaya başladım. Çünkü insan kendini sevmedikçe başkasını da sağlıklı şekilde sevemiyor. İçindeki yarayla başkasının kalbini tamir etmeye çalışmak, boş bir uğraş. Önce kendine şefkatle yaklaşacaksın.

Sevmek, aynı zamanda emek demek. Gönlünü verdiğin her şeye emek vereceksin. İster bir insan olsun, ister bir hayal, ister bir şehir Sevdiğin şeye zaman ayırmadan, onu anlamadan, onun içinde kaybolmadan gerçek sevgi doğmuyor. Sevgi, sabır istiyor. Dinlemeyi, anlamayı, bazen de kendi iç sesini susturmayı gerektiriyor.

Biliyor musun, ben doğayı da çok seviyorum. Ağaçları, yağmuru, toprağı Çünkü onlar bana koşulsuz sevgiyi öğretiyor. Bir ağaç, seni sorgulamaz. Altına oturduğunda sana gölge verir, dilin ne olursa olsun Yağmur, herkesi ıslatır. Ayırmaz, seçmez. İşte doğadaki bu saf sevgiyi gördükçe, “biz neden bu kadar karmaşıklaştık” diyorum kendi kendime.

Sevmek bence bir nevi sadakattir. Hani birine verdiğin sözü tutmak gibi. Kalben orada olduğunu hissettirmek Ve bazen hiçbir şey söylemeden sadece yanında olmak Çünkü bazen en büyük sevgi, birinin elini tutup “Hiçbir şey söylemesen de ben seni anlıyorum” diyebilmektir.

Ben kızıma bakarken de bunu hissediyorum. Onun varlığı, sevgiyi yeniden tanımlattı bana. O daha kelimeleri düzgün söyleyemezken bile beni en derinden sevdiğini hissettiriyordu. Çünkü kalpten gelen sevgi, kelimelere ihtiyaç duymaz. Bir bakış, bir dokunuş, bir gülümseme Bunlar en gerçek sevgi izleridir.

Hayatta sevdiğimiz insanlar kadar, sevmediğimiz anlar da olacak. Ama önemli olan, sevgiyi yitirmemek. Kalbini kirletmemek. Çünkü sevmekten vazgeçtiğin anda insanlıktan da bir adım uzaklaşıyorsun. Sevgi; bizi insan yapan en büyük özelliğimiz. Kimsenin kalbini sırt çantanda taşıyamazsın ama kalbine sevgiyi koyarsan, gittiğin her yere bir ışık götürürsün.

Ben bazen çok kırıldım. Bazen içimde taşıdığım sevgiyi görmezden gelen insanlar oldu. Ama yine de sevmekten vazgeçmedim. Çünkü sevgi benim içimde bir çiçek gibi Kırıldı, soldu ama hep yeniden filizlendi. Kendi toprağımda büyümeyi öğrendim. Ve artık biliyorum ki sevgi, kendini küçülterek değil kendin olarak sevebilmekte saklı.

Sevmek, korkmamaktır. Kalbini açmaktan, incinmekten, reddedilmekten Çünkü gerçek sevgi, risk alır. Ama buna rağmen güzeldir. İçten bir “seni önemsiyorum” demek, bazen birinin bütün dünyasını değiştirebilir. Bir tebessüm, bir el uzatmak, bir “yanındayım” demek Bunların hepsi sevmenin farklı tonları.

Tuğba olarak, bu dünyada iz bırakmanın en güzel yolunun sevmek olduğuna inanıyorum. Ve bu yazıyı okuyan herkese içtenlikle diyorum ki Lütfen sevmekten vazgeçme.Hayat bazen sert, insanlar kırıcı, yollar uzun olabilir. Ama sevgi, her zaman yolun en doğru pusulasıdır.

Kendini sev.Sevdiğini söyle.Ve sevilmeye layık olduğunu asla unutma.


Sevgiyle,

 
 
 

Comentários

Avaliado com 0 de 5 estrelas.
Ainda sem avaliações

Adicione uma avaliação

 

© 2025 WOMAN BLOGGER

 

bottom of page